Türkiye’de girişimci olursunuz, “Hadi canım bu fikir tutmaz” derler. Girişim tutar, büyür; yatırımcılar para vermek için sıraya girer. Hatta değil milyar dolarlık “unicorn”, 10 milyar dolarlık “decacorn” olursunuz hikâye bir anda “yerli ve milli gururumuz”a döner. Sonra işler yolunda gitmez, yatırımcı ile girişimci çekişmesi başlar. Bu kez söylem, “Baştan belliydi, battı” derler. Hikâye böyle, uzar gider… Konumuz, yeni ekonomide en popüler konu olan “Getir”.
Yönetim hakkı Türklerin
Getir’in en büyük yatırımcısı olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli devlet fonu Mubadala’nın yönetimden duyduğu rahatsızlıkla kontrolü ele geçirme hamlesi sonrası, işler karışmış görünüyor. Bu doğrultuda Getir, önce, büyük hedeflerle girdiği tüm ülkelerden çekildi. Türkiye’de ne yapacağı ise merak konusu.
“10 dakikada eve teslim” fikriyle doğan Getir’in son ortaklık yapısı şöyle: Kurucu ortaklar Nazım Salur – Serkan Borançılı – Tuncay Tütek üçlüsü yüzde 25, BAE’li Mubadala yüzde 30, içlerinde ABD’li Sequoia Capital’in de olduğu yatırımcılar yüzde 45 hisseye sahip. İnce detay şu; yönetim hakkı Türk kuruculara ait.
Günde 7 milyon $ ciro
Getir halka açık olmadığı için, piyasa uzmanlarına kulak verelim: Şirketin Türkiye’de günlük cirosu 7 milyon dolar. Bu da kabaca yıllık 2.5 milyar dolar, demek. ABD’de elde tutulan FreshDirect’in 700 milyon dolar cirosu eklenince Getir’in yılı 3.2 milyar dolar gelirle kapatması bekleniyor. Peki böyle büyük cirolu bir şirket kapanır mı?
Yatırımcılar bu noktada kârlılığa bakar. Şirket yurt dışında büyüme sancısıyla zarar yazarken, Türkiye’de Aralık 2023’te kâra geçip, sektörde örnek olmuştu. Ama bu uzun sürmedi. Asgari ücret zammı ile enflasyon kaynaklı artışlar bir anda hizmet fiyatlarına yansımadı ve şirket tekrar zarara döndü. Yeni projeksiyon temmuzda başabaş noktayı yakalamak, son çeyrekte yeniden kâr yazmak.
Bu rakamlar ve teknolojik – data yüklü katma değer dışında Getir’in Doğuş Grubu’ndan satın aldığı Etiler’deki binası 100 milyon dolar, ABD’de FreshDirect binası 200 milyon dolar değerinde.
BAE’den gelen dolarlar
Peki şimdi ne olacak? Mubadala, Nazım Salur’u gönderip kontrolü devralarak (Getir’i bir anlamda sıkıştırarak) şirketi kanatlandırabilir mi? İşler terse giderse bu durum şirketin kapanmasına yol açabilir mi?
Yine rakamlar…
Bloomberg’e göre Abu Dhabi (BAE) Getir’e Mubadala ve ADG adlı iki fon ile 1 milyar doları aşkın yatırım yaptı. Getir’in bugüne kadar aldığı toplam yatırım ise 2.5 milyar dolar. Yani en büyük yatırımcı BAE.
Piyasa aktörleri, fikrin ve bu aşamaya gelişin kritik isimleri olan Türk ortaklar ile büyük yatırımcının savaşında anlaşma sağlanmasını, hızlı bir şekilde ‘kazan-kazan’ sonucu çıkmasını bekliyor. “Aksi durumda ‘kaybet-kaybet’ önemli sonuçlar doğuracaktır”, diyorlar.
Burada, Mubadala için Getir’in “kıymetli görünmeyen bir yatırım olmaması” önemli konu. Yatırdığı parayı geri almak için yönetimi değiştirip şirketi ve varlıkları hızlıca bir değerden satıp Türkiye’den çıkmak ise; 16 bin çalışanı olan Getir için en kötü senaryolardan biri durumunda. İşte bu yüzden, şarta bağlanan kaynak girişi ve yönetim kurulunun toplanması için taraflar arasında bir arayış halen sürüyor. Bilgi sızdırma kaynaklı tepe yönetici değişimi ise Getir ve Mubadala için kritik konu.
Stratejik önemi var mı?
Bir başka konu daha var… BAE’li ortak bir devlet fonu. Bir süredir Getir’in Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile görüşmeler yürüttüğü söyleniyor. Böylesine bir ortaklığın Mubadala’nın bakışını ‘anlaşma’ temelli değiştirmede etkili olacağına inanılıyor. “Türkiye-BAE” arasında imzalanan 50 milyar dolarlık anlaşma ve masadaki 8 milyar dolarlık “First Abu Dhabi Bank-Yapı Kredi” satışı ayrı ayrı işlemler gibi görünse de, tek çerçeveye oturtulduğunda ve taraflar düşünüldüğünde, Türk şirketi Getir’e stratejik bakış daha da önem kazanıyor.