Arkeologlar, Peru’nun Lima bölgesindeki antik bir balıkçı kasabasında, seçkin bir bayana ilişkin olduğu düşünülen bir mezarı ortaya çıkardı. Bayanın cildi, saçı ve tırnakları korunmuştu ve bu durum, keşfin Peru arkeolojik kayıtlarında kolay görülmeyen, ender bir keşif olması manasına geliyordu.
Mezar, MÖ 3000 ila 1800’e dayanan ve birtakım uzmanların Amerika’daki en eski medeniyet olduğunu düşündüğü az bilinen bir toplum olan Caral medeniyeti tarafından binlerce yıl evvel kullanılmış Áspero arkeolojik alanında keşfedildi. Mezardaki bayanın öldüğünde 20 ila 35 yaşları ortasında olduğu düşünülüyor ve bedeni ihtimamla karmaşık bir materyal ağıyla sarılmış halde bulundu.
Kefeninde pamuklu kumaşlar, hasır paspaslar ve And Dağları’ndaki en eski tüy sanatı örneklerinden biri olan makav tüyleriyle işlenmiş bir panel vardı ve hepsi bitki lifleri demetleri üzerine bir ağ halinde hassas bir formda yerleştirilmişti. Bu da bayanın bölgenin soylularından biri olduğunu gösteriyor. Ayrıyeten, gösterişli bir başlık da giymişti ve tüm bunlar 4.500 yıldır çok güzel korunmuş.
Caral uygarlığının teknolojik ilerlemelerinin bir delili olan etkileyici nakışların yanı sıra, grup bayanın dinlenme yerini süsleyen güçlü mezar eşyaları da buldu. Saz sepetler, incelikle süslenmiş bir iğne, bir Amazon salyangoz kabuğu, yeşil ve kahverengi boncuklarla işlenmiş bir tukan gagası, yünlü kumaşlar, bir balık ağı, dokuma aletleri ve tuhaf bir biçimde yaklaşık 30 tatlı patates, mezar odasının alt kısmına dağılmış buluntular ortasındaydı.
Keşfin değişik bir noktası da bu kazıların yapıldığı alanın, uzun yıllar boyunca çağdaş devrin çöplüğü olarak kullanılmasıydı. Çağdaş çağın insanları, bu antik mezarların bulunduğu alanı tonlarca çöple doldurmuştu.
Tüm aksiliklere karşın bayanın saçlarının, cildinin ve yanındaki eşyaların korunmuş olması, 4.500 yıl evvelki yaşama dair değerli ipuçları kazanılmasına katkı sağlayacak.
0 Comments